19 Mayıs, Cebel, güya 1989 yılında gerçekleşen totaliter rejime karşı
ilk başkaldırı günü kutlanıyor…
Bir ses protokolü kürsüye davet ediyor… Bunlar arasında
kimler yok ki?
İlk sırada,1989 yılına kadar rejim yanlısı ve zulmün
bir parçası olan ajan Pavel, şimdiki Hak ve Özgürlükler Hareketi(HÖH) genel
başkanı Lütfi Mestan, arkasından bazı HÖH milletvekilleri…
Yine 1989 yılına kadar zulüm yanlısı olarak bilinen
Cebel belediye başkanı Bahri Yümer(Ömer olsa gerek)…
CHP milletvekili Ali Serindağ…
MHP milletvekili Bülent Belen…
CHP Avcılar, Menderes, Kavaklı, Menemen belediye
başkanları…
BAL- GÖÇ Federasyonu başkanı Yüksel Özkan, Rumeli
Göçmenleri Federasyonu başkanı Süheyl Çobanoğlu, Edirne Göçmen Organizasyonu
Federasyonu( Balkan Türkleri Federasyonu olması gerekirken, “Türkleri” ibaresinden
çekiniyorlar olsa gerek) başkanı Zürfettin Hacıoğlu…
Bursa veya İzmir’e kovuldukları anons edilen,
yürüyüşü organize eden 3-4 isyan önderi…
Trajikomedi de burada zaten…
Totaliter rejim yanlıları oturdukları yerlerde kalıp
milletvekili, belediye başkanı olurken, başkaldıranlar ve baskılardan bıkan 350
binden fazla Türk, yerlerinden yurtlarından olduysa...
Bizim göçmen dernek “yöneticilerinin”, “milliyetçi”
milletvekilinin, “sosyal-demokrat” milletvekilinin veya belediye başkanlarının
ne işi var orada?
Bizim dernekçilerimiz, milliyetçilerimiz ve sosyal- demokratlarımız
“iç siyaset yapayım” derken:
“ Aferin size eski rejimin çocukları, görevinizi çok
iyi yapıyorsunuz! İlk etapta 350 bin Türk’ü yerinden ettiniz, daha sonra da 200
bin ve hala da Türklerin yaşadıkları bölgeleri boşaltmaya devam ediyorsunuz! 1992
yılından beri Türkçe ders kitapları bastırmıyorsunuz, 100 bin değil de, 8 bin
Türk çocuğuna göstermelik seçmeli Türkçe eğitim verdiriyorsunuz! Türklerin
vakıf ve şahsi malvarlıkların gasp ettiriyorsunuz! Eski rejim yanlılarıyla
şirketler çemberi kurup yolunuzu buluyorsunuz! Bak ne güzel milletvekili veya
belediye başkanı olmuşsunuz! Aferin size, burada yaşayan Türkleri ne güzel Slav- Hıristiyan kültürüyle bütünleştiriyorsunuz!”…
Mu demek istiyorlar?
Üstelik “sosyal- demokrat” milletvekilimiz Ali
Serindağ hızını alamıyor, 1984- 1989 yıllarında İridere Tosçalı bölgesinde
rejimin parti sekreteri olarak Türklere her tür alçaklığı yapan, eski komünist
partisinin devamı olan Bulgaristan Sosyalist Partisi temsilcisi Nazmi Mümün,
namı diğer Romanof ile görüşüyor. Güya Ali Serindağ, zulmün bir parçası ve
göçmenlerin tüm sorunlarının sebebi olan birisiyle göçmen sorunlarını, Türkiye-
Bulgaristan sorunlarını görüşmüşler… Güle misin, ağlar mısın?...
Dernekçilik, milliyetçilik, sosyal- demokratlık bir
şeyler yapmak için değil de, bir şeyler olmak veya geçim kaynağı için
yapılıyorsa böyle olur…
Ne yazık ki, olan, Bulgaristan’da yaşayan Türklere
oluyor!
Hah ve Adalet Orgutu;eline ,beynine saglik kardes utanmazlarin,les kargalarinin ayiplarini yuzlerine carpmissin,aferin,Halkini seven sayan kalem boyle senin gibilerine denir,cikarlari icin haramileri savunan yalaka yazar diye gecinenlere degil.Allah senden razi olsun ve seni korusun,saygilarimizla.
ОтговорИзтриванеDurmuş..
ОтговорИзтриванеKırcaali haberde yayınlanan videoda konuşmamdan önce nasıl davet edildiğimi dinle.Konuşmamın içeriğinide dinleme zahmetinde bulunursan belki niyetlerimizi anlarsın.Seninde kurucu üyesi oldugun Federasyonu ikide bir haber malzemesi yapman hiç hoş değil.Konunun içeriğine bakmadan bir hata yapsalarda haber olarak değrlendirsem diye can atıyorsun.Hata insanlara mahsustur önemli olan niyettir.En kısa zamanda aklının başına gelmesi dileklerimi yeniliyorum.Zürfettin Hacıoğlu
Bulgaristan Türklerinin trajedisinden geçinen,sonradan görme,bir "AKBABA EDEBİYATI" oluşmuştur.1984-1989 yıllarında isimlerini hiçbir yerde duymadığımız kişiler bugün "yaptıkları -ettikleri" kahramanlıkları bayıla bayıla anlatıyor, "yazar","şair " kesiliyor.Yuh bunlara !
ОтговорИзтриване